Geçtiğimiz ay meme kanseri farkındalık ayıydı. Bu ay mamografi çektirmek için önerilen yaş 40'tan 50'ye yükseltildi. Dolayısıyla emzirme konusu herkesin aklında. Amerikan Kanser Derneği'ne göre kadınların neredeyse yüzde 15'i meme kanserine yakalanacak. Ancak akciğer kanseri, meme kanserinden iki kat daha yaygın olup nüfusun yaklaşık yüzde 28'ini etkilerken, kolon ve prostat kanserlerinin her biri nüfusun yaklaşık yüzde 9'unu etkileyecektir.
Biliyor muydunuz?
Kanser tedavilerini araştırmak için harcanan onca paraya rağmen, neden tedaviye daha yakın değiliz? Doğru soruyu sorarak başlayalım. Soru, akciğer kanseri ya da meme kanseri ile nasıl başa çıkılacağı olmamalıdır. Soru, hastalıktan nasıl kaçınılacağı olmalıdır. Gerçekte sadece bir hastalık olduğu öne sürülmüştür - enfekte olmuş hücreler.
Akciğer kanseri ve meme kanserinden H1N1 ve soğuk algınlığına kadar, her şey insan vücudunun iyileşme yeteneği veya yetersizliği ile ilgilidir. Açıkçası, vücut ne kadar çok zarar görürse (sigara, kirlilik, hızlı yemek vb.), vücudun kendini onarması o kadar zor olacaktır. Unutmayın ki sadece vücut iyileşir. Dünya üzerindeki hiçbir tedavi aslında hastalığı tedavi etmez.
Aklınızda bulundurun
İlaçlar ve süreçler yalnızca semptomları tedavi eder. Bir hastalığı gerçekten iyileştiren tek sistem vücudun bağışıklık sistemidir. Dolayısıyla, odak noktası terapiler veya cerrahi prosedürler olmamalıdır. Odak noktası mümkün olan en güçlü bağışıklık sistemini yaratmak olmalıdır ve bu son derece basittir. Hayatınız boyunca duymuşsunuzdur.
Diyet ve egzersiz sağlıklı bir bağışıklık sisteminin anahtarıdır. Uygun bir diyet vücudunuza hücrelerinizi beslemek için ihtiyaç duyduğu besinleri sağlayacak ve bu da hücrelerinizin düzgün çalışmasını sağlayacaktır. Egzersiz bağışıklık sisteminizi güçlendirecek ve uygun hücresel işlevleri engelleyen toksinleri temizleyecektir. Hayatınız boyunca duymadığınız bir şey varsa o da daha fazla güneş ışığı almanız gerektiğidir. Aslında, muhtemelen tam tersini duymuşsunuzdur. Uzun yıllar boyunca mesaj, gün ortası güneşinden uzak durmak ve güneş kremi sürmek olmuştur.
Unutmayın
Bu tavsiye, kanserin ve sadece cilt kanserinin değil tüm kanserlerin bu kadar yaygın olmasının nedenlerinden biri olabilir. Vücudunuzun sağlıklı kalması için ihtiyaç duyduğu en temel vitaminlerden biri D vitaminidir. Vücudunuz D vitaminini güneş ışığına çıktığınızda üretir ve bu gün ortası güneş ışığı olmalıdır. Gün içinde ne kadar erken veya geç olursa, zararlı UVA ışınlarının değerli D vitamini üreten UVB ışınlarına oranı o kadar büyük olur.
Daha da kötüsü, cilde emilen güneş kreminin UVB ışınlarını engellemenin yanı sıra, tam da engellemesi gereken serbest radikalleri ürettiği kanıtlanmıştır. D vitamini ne kadar önemlidir? Son çalışmalar, D vitamininin tüm kanserlerin ve genel olarak tüm hastalıkların riskini azalttığını ortaya koymaktadır. İntravenöz D vitamini tedavisinin, diğer tüm tedaviler başarısız olduktan sonra bile, kanserin son aşamaları ve H1N1 virüsüyle ilişkili akciğer hasarı gibi en kötü tıbbi durumlardan kurtulmada vücuda yardımcı olduğu gösterilmiştir.
Son not
Güneşin yokluğu (D vitamini üretimi) soğuk algınlığı ve grip virüslerinin kışın ortaya çıkmasının nedenidir. Tipik bir vücut, cilt rengine ve mevcut serum D vitamini seviyelerine bağlı olarak sağlıklı D vitamini seviyelerini korumak için haftada üç kez yaklaşık 10 dakika güneş ışığına ihtiyaç duyar. Ne yazık ki çoğu birey yeterince güneş ışığı almaz ve D vitamini eksikliği yaşar. Bu nedenle meme kanseri, H1N1 virüsü ya da belirli bir hastalığa yakalanma konusunda fazla endişelenmeyin. Temelde sadece bir tane var. Bunun yerine, sağlıklı bir bağışıklık sistemi oluşturmakla ilgilenin. Sadece bir tane bağışıklık sisteminiz var ve bir hastalığı tedavi edebilecek tek sistem de o. Temel konulara odaklandığınızda daha uzun, daha sağlıklı ve daha mutlu bir yaşam süreceksiniz. Doğru beslenme, egzersiz ve güneş ışığına maruz kalma rejimine başlamak için asla çok erken ya da çok geç değildir.