Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre depresyon, engelliliğin önde gelen nedeni ve küresel hastalık yüküne en büyük katkıyı yapan yaygın bir ruhsal bozukluktur. DSÖ, 2020 yılına kadar depresyonun küresel hastalık yüküne katkıda bulunan iki numaralı etkene yükseleceğini öngörmektedir.
Kim bilebilirdi ki?
Depresyon yaygındır ve dünya çapında yaklaşık 121 milyon kişiyi etkilemektedir. Depresyon, dünya çapında engelliliğin önde gelen nedenlerinden biridir. Depresyon birinci basamakta güvenilir bir şekilde teşhis ve tedavi edilebilir. Depresyondan etkilenenlerin yüzde 25'inden daha azı etkili tedavilere erişebilmektedir. Peki Depresyon nedir? Depresyon, depresif ruh hali, yaşamdan zevk almama, düşük benlik saygısı, düzgün uyuyamama, iştah kaybı, düşük enerji seviyeleri ve konsantrasyon bozukluğu şeklinde kendini gösteren yaygın bir ruhsal bozukluktur.
Her yaştan ve her kesimden insanı etkilemektedir. Bazıları akut semptomlar yaşar ve günden güne işlevlerini yerine getiremez ve ölümler yılda yaklaşık sekiz yüz elli milyon kişinin hayatına mal olur.
Peki en çok kim risk altında?
İstatistikler, kadınların depresyona karşı erkeklerden daha savunmasız olduğunu göstermektedir. Yaklaşık olarak her altı kadından biri hayatının bir döneminde depresyon yaşarken, erkeklerde bu oran dörtte birdir. Kadınları etkileyen ve depresyona yol açan doğum (doğum sonrası depresyon), hormon değişiklikleri ve kadınların günlük hayatta üstlendikleri çoklu roller (çocuk yetiştirmek, ev geçindirmek ve aynı zamanda bir işte çalışmak gibi) gibi değişkenler vardır. Rakamlarla ilgili bilinen sorunlar arasında, erkeklerin depresyonları için destek bulmaya daha az eğilimli oldukları bilinmektedir.
Erkeklere yönelik toplumsal damgalama, onların yardım aramalarını engellemekte ve rakamlar çarpıtılabilmektedir. Birçok erkek depresyonu bir zayıflık olarak görmekte ya da başkalarının da böyle düşündüğünü algılamakta ve bu nedenle öne çıkıp hastalıklarını kabul etmekte isteksiz davranmaktadır. Her ne kadar bu konuda ilerleme kaydediliyor olsa da, hala destek için başvurmayan milyonlarca erkek var.
Çocuklar
Depresyon yaşayan çocukların ailelerinde bu bozukluğun görülme olasılığı daha yüksektir. Genellikle bu ebeveynler arasında hayatlarının bir döneminde depresyon yaşamış olanlar vardır. Ergenlik dönemi, depresyonun daha fazla sayıda insanı, özellikle de kadınları etkilediği bir dönemdir. Çocuklar kadar olmasa da ergenlerin de ailelerinde depresyon öyküsü olma olasılığı normalden yüksektir.
Risk Faktörleri Nelerdir?
Melankoliye yakalanma riskini artıran bir dizi faktör olduğu kabul edilmiştir. Bunlar arasında anksiyete, evlilikten ayrılma, ilişkilerin bozulması, sevilen birinin kaybı, diyabet gibi kronik hastalıkların başlaması, istismar veya ihmal ya da başka herhangi bir travmatik olay sayılabilir. Depresyon her yerde, her yaşta, her cinsiyette ve her ırkta görülen önemli bir psikolojik rahatsızlıktır. Kadınlarda görülme sıklığı daha yüksek gibi görünse de rakamlar biraz yanıltıcı olabilir. Ailede hastalık öyküsü de dahil olmak üzere, bilinen çok sayıda katkıda bulunan faktör vardır.